Kitap Tanıtım

EKONOMİ KİMDEN YANA 


John Kenneth Galbraith 
ALTIN KİTAPLAR


Üniversite hayatımın ilk senesinde okuduğum beğendiğim kitaplardan bir diğeridir. Konu genel olarak ekonomik sistemin ve açıkça anlatmak gerekirse kapitalizmin zenginlerin tarafında olduğu ve fakirlerin köle tarzı bir hayata razı bırakıldıklarını somut örneklerle anlatılmasıdır. Yaklaşık 5 yıl öncesinde okumama rağmen hala aklımda kalan ince ayrıntılar vardır. 

Amerikanın görkemli binalarının önünde her daim dilencilerin olması veya hala zencilerin ikinci sınıf insan muamelesi görmesi dikkat çekiciydi. Ford, GM gibi dev işletmelerin milyonlarca dolar harcayarak geliştirdikleri otomobilleri müşterilerin beğenisine bırakmadıklarını da ikna edici bir dille anlatıyor. Eğer bir firma büyük harcamalar yapıp bunu tüketici beğenmezse raflardan indirmez ve zorla kabul ettirme yoluna gider diyor yazar. Bunu yaparken açık reklamlar gibi filmlerin, yiyeceklerin içine gizlenmiş reklamlardan da bahsediyor.

Kitap her ne kadar eski tarihli olsa da günümüzde yaşadığımız global krizde nasıl zengin sayısının arttığını ama nedense fakirliğin daha da arttığını açıklıyor. Adaletsiz bir düzende yaşayan insan topluluğu karnını doyurduğu zaman şükrederken zenginlerin nasıl bu insanların emeğini çaldığını anlamak zorundayız. Ekseriye kurtarma paketlerine harcanan milyarlarca doların sadece zenginlerine gittiğini görmek zorundayız. Suça alışan suçu normal karşılar ve bizlerde böyle adaletsiz bir düzene alıştığımız için normal görmekteyiz. 

Sürekli gelişmeyi amaçlayan bir ekonomik sistem israflarla birlikte temel gereksinimlerin ihmalini de birlikte getirir. Bunun yanı sıra doğaya verilen zararın son 100 yılda muazzam düzeylere ulaşması günü kurtarmaya çalışırken geleceği çöpe atmak değilde nedir? Ekonomik gelişmeler öncelikle zenginlerin cebine doldururken orta gelir grubunun yok olmasını ve refah düzeyi farklılığını arttırıyor?

Kitabı okurken günümüz Türkiye'sine bakın ve görün acı gerçeklerin ne derece gözümüzün önünde durduğunu...


Ayrıntılı bir özgeçmiş:

Prof. Dr. John Kenneth Galbraith (1908 - .... )



Amerikalı Galbraith İkinci Dünya Savaşı sonrasının en etkili iktisatçıları arasında yer almaktadır. Çevreye zararlı sonuçlarıyla önü alınmayan ekonomik büyümeyi ve tekel oluşumuna ilişkin eleştirilerini dile getirdiği kitapları bestseller (en iyi satan kitap) listesine girdiler.

Kendilerine Kanada'da yeni bir yaşam kurmuş olan İskoçyalı göçmen bir çiftçi ailesinin oğlu olarak Ontario'da doğdu. Galbraith çocukken bile tarlalarda büyüklerine yardım ediyordu. 1926'da ailesinin parasal desteğiyle Kaliforniya Guelph'de bulunan tarım yüksek okulunda eğitim almaya başladı. Akademik eğitimini Toronto (Kanada) Üniversitesi'nde iktisat bilimleri okuyarak tamamladı ve buradan 1931'de üstün bir dereceyle mezun oldu. Ardından Berkeley'de bulunan Kaliforniya Üniversitesi'nden bir araştırma bursu aldı ve buradan 1934'te "Arıcıların Durumlarını Düzeltmeye İlişkin Olanaklar" adlı teziyle doktora derecesini aldı.

Önceden amaçladığı akademik kariyer, Galbraith'i Cambridge/Massachusetts üzerinden Princeton/New Jersey'e götürdü. Öğretim üyeliği yanı sıra politikayla da uğraştı. Başkanın nutuklarını yazanlar arasında bulunan Galbraith, 1941'de başkan Franklin D.Roosevelt tarafından Fiyat Politikaları ve Kamu Gereksinimleri (OPA) Bürösunun Fiyat Bölümü'ne müdür olarak atandı. Bu dairenin, İkinci Dünya Savaşı sonucu olarak ortaya çıkan enflasyonu, fiyat ve rekabeti sınırlandırmak yoluyla, geriletmesi öngörülmüştü.

Önceleri sadece 20 kişiyle birlikte çalışan Galbraith, iki yıl sonra 64.000 memurun şefi oldu. Endüstri için popüler olmayan önlemleriyle (örneğin fiyatları malın kalitesine bağlamak istedi) 2.04 metre boyundaki bu iktisatçı, ABD ekonomisinin "en çok nefret edilen adamı" oldu. Endüstrinin baskısı üzerine Roosevelt, Galbraith'i 1943'te bu görevden aldı.

Konservatif bir ekonomi dergisi olan "Fortune"da bir süre redaktörlük yaptıktan sonra liberal sol iktisatçı Galbraith,1946'da Dışişleri Bakanlığı tarafından, Japonya ve Almanya'da savaş yıkımlarının yol açtığı ekonomik sonuçlarla uğraşan bir komisyonun başına getirildi. Galbraith 1949'da akademik kariyerini sürdürmeye karar verdi ve Harvard Üniversitesi'nde iktisat bilimleri kürsüsüne profesör olarak atandı.

Sürekli büyümeye yönelik ekonomik politik hedefi eleştirmesi, Galbraith'in 1958'de dünya çapında tanınmasını sağladı. Egemen olan iktisat teorisinin aksine, Galbraith üretimdeki sürekli artışın tüketicide oluşan doyumu dikkate almadığı ve insanın temel gereksinimlerine gerekli önemi vermediği düşüncesindeydi. Bestseller listesine girmiş olan The Afjluent Sociery (Bolluk Toplumu) adlı yapıtındaki esas soru şöyleydi: "İnsana ve doğaya zarar verdikten sonra, üretimin artması anlam taşır mı?"

Galbraith'e göre modern endüstri toplumu halkın öncelikli gereksinimlerini karşılamaktadır. Ürünler için yapılan reklam, Galbraith için, tüketicinin aslında gereksiz olan yeni ürünleri satın almak için ikna edilmesi gerektiğinin kanıtıdır. Diğer taraftan, işsizlik ve fakirleşme tehdidiyle karşı karşıya kalmamak için, üretimin artması gerekmektedir. Galbraith bu yüzden üretimi teşvik etmek ve bu yolla yeni iş yerleri yaratmak için, ücret ve fiyatların ve düşük kredi faizlerinin devlet tarafından ayarlanmasını savundu.

Sosyal harcamaların azaltılmasını kabul etmiyordu. Konjonktür gerilemesi dönemlerinde işsizlik parasının ortalama bir ücret düzeyine getirilmesini ve ekonomik kalkınma dönemlerinde paranın hissedilir oranda kısılmasını talep ediyordu.

1960'da Demokratların başkan adayı John F.Kennedy'ye danışmanlık yapan Galbraith, Kennedy seçimlerden galip çıkınca, Hindistan'a büyükelçi olarak atandı. 1963'te Harvard'a dönen Galbraith sonraki beş yıl içinde The New Industrial State (Yeni Endüstri Devleti) adlı yapıtını tamamladı. Bu kitabında giderek yoğunlaşan şirket sayısı ve büyük kuruluşların devlete bağımlılıklannı inceledi. Bu gibi şirketlerde uzmanlardan oluşan ekipler (Teknostrüktür) en önemli kararları vermektedir. Bunların bu kararları verirken amaçladıkları, kârın maksimum dereceye çıkarılmasından çok, hata yapmamak ve kendi güçlerini sağlamlaştırmaktır. Bu da serbest rekabetin sonu ve Batılı ile sosyalist ekonomi sistemlerinin birbirine yaklaşması anlamına gelmektedir.

Galbraith 1975'te emekliliğini istedi. Bunun ardından, özellikle sosyal harcamaları kısan Margaret Thatcher (İngiltere) ile Ronald Reagan'ın (ABD) ekonomi politikasını sert bir biçimde sorguladığı konferans gezileriyle çok aranan bir iktisatçı oldu. Devletin insanları ve doğayı korumak üzere üretimi yönetmesine ilişkin talepleriyle şiddetli eleştirilere hedef oldu (Kaynak: http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=183)







BEŞİNCİ DİSİPLİN
Peter M. SENGE
Yapı Kredi Yayınları
1991

İşletme ve endüstri mühendisliği okuyan herkesin okuması gereken bir kitap. Bunun yanı sıra kişisel gelişim kitaplarıyla da yarışır bir tarzda yazılmıştır. Üniversite de okuduğum hayatımda belirli değişiklere ve bakış açısı farklılıklarına neden olan şahane bir kitaptır. Yazar hem işletme problemleri hemde kişisel problemler üzerine eğilmiştir. Beşinci disiplin yasaları başlı başına üzerine kitap yazılabilecek türden çıkarımlara sahiptir. Gözden kaçan hataları ve tarihi fikirleri yeniden gündeme getirecek kadar sağlam bir yapıya sahiptir. Bunun yanı sıra yazar işletmecilik tarihinde anlaşılması güç olaylara girmiş ve açıklamalarla göz doldurmuştur. Örneğin iflas eden güçlü bir firma neden bu sürece girmiştir gibi problemler adeta sınav edasından cevaplanmıştır. Özellikle "Bira Oyunu" her işletmeci veya endüstri mühendisi tarafından oynanmalıdır. Problem "Stok Ne Olmalı?".

Fikir vermek açısından Beşinci Disiplin Yasaları:
                                                                            

1- Bugünün problemleri dünün çözümlerinden kaynaklanır. Bu günün sorunları dünün “çözümleri”nin bir sonucudur.

2- Ne kadar sıkı yüklenirseniz, sistem de o güçle geriye itecektir.
3- Bir sorundan kolay çıkış normal olarak o soruna tekrar geri götürür.
4- Tedavi hastalıktan daha kötü olabilir.
5- Hızlı daha yavaştır.
6- Neden ve sonuç, zaman ve mekan da birbiriyle yakından ilintili değildir.
7- Küçük değişiklikler, büyük sonuçlar üretebilir, ancak en yüksek kaldıraç gücüne sahip alanlar çoğu kez göze en zor görünür olanlardır.
8- Hem kekiniz olur hem de onu yiyebilirsiniz ama aynı anda değil.
9- Bir fili ikiye bölmekle iki küçük fil elde edilmez.
10- Kabahat yükleme diye bir şey yoktur. Başkalarını suçlamak fayda getirmez.

Tüm bunların yanı sıra kitabın üslup olarak akıcı ve anlaşılırdır. Kitabın sonlarına doğru okuyucuyu biraz sıksa da yazar genel olarak akıcı bir kitap yazmıştır. Verilen örnekler ve açıklamalar okuyucuda "gerçekten de öyle" dedirtecek tarzdadır.  

Bir kaç söz:

  • Takımın aklı, takım bireylerinin aklından daha büyüktür.
  • Organizasyon sisteminde başarı için sistem büyük önem taşır. Sistemin oluşturulması ve işler hale getirilmesi başarı için temel yoldur.
  • Organizasyonda ulaşılmak istenen gelecek için tüm çalışanlar arasında paylaşılan bir vizyon mevcut olmalıdır.
  • Yüksek kalite ve düşük maliyet ancak sistem sayesinde başarılabilir.
  • Sanayi Çağının simgesi "makineleşme"ydi. Yaklaşan yeni dönemin simgesi ise "gezegen" olacak. Yani yaşayan, kendi kendini yaratan ve yenileyen bir sistem. Yöneticilik anlayışı da bu doğrultuda değişecek
Peter M. Senge Kimdir:

Peter Senge, Massachusetts Institute of Technology’de üst düzey bir öğretim görevlisidir. Aynı zamanda, insanların ve kurumlarının birlikte gelişmesine değer veren firmalar/kurumlar, araştırmacılar/akademisyenler ve danışmanlardan oluşan ve uluslararası bir topluluk olan Organizasyonel Öğrenme Topluluğu’nun (Society for Organizational Learning- SoL) Başkanıdır.  Öğrenen Organizasyon kavramını tüm dünyaya tanıtmış olan , Beşinci Disiplin kitabının yazarıdır. Katkıda bulunduğu diğer eserleri: The Art and Practice of The Learning Organization, The Fifth Discipline Fieldbook: Strategies and Tools for Building a Learning Organization, The Dance of Change: The Challenges to Sustaining Momentum in Learning Organizations, Schools That Learn, Presence.Dr. Senge, organizasyonel ve ekonomik değişimin daha iyi anlaşılması için sistem düşüncesinin soyut kavramlarını somut araçlara dönüştürmüş ve pek çok farklı ülkede konferanslar vermiştir.  

Özel ilgi alanı, organizasyonlardaki liderlik rolünü merkeziyetçi olmaktan çıkararak tüm insanların ortak hedeflere ulaşmak için üretken olarak çalışma kapasitesi gerçekleştirmektir. Dr. Senge’nin çalışmaları iş yerinde insan değerlerine yönelik bir köşe taşıdır.Bu çalışmalar yani vizyon, amaç, yaşantılardan öğrenebilmek ve sistem düşüncesi, organizasyonların potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için vazgeçilmezdir.  

Dr. Senge, iş hayatı, sağlık sektörü, eğitim ve hükümetteki liderlerle çalışmıştır. Beşinci Disiplin kitabı iş ve eğitim dünyasını öğrenen organizasyonlar teorisi ile tanıştırarak derin bir etki yaratmıştır.  Bugüne kadar kitaptan 1.000.000 adetten fazla satılmıştır. 1997 yılında Harward Business Review, kitabı, son yetmişbeş yılın en etkileyici yönetim kitaplarından birisi olarak nitelendirmiştir.  Business Week, Fortune , Fast Company ve diğer önde gelen yönetim dergilerinde Dr. Senge’nin, MIT ve SoL’deki meslektaşlarının çalışmalarına yönelik çok sayıda makale yayınlanmıştır. The Fifth Discipline Fieldbook (400.000 adetten fazla satılmıştır), Beşinci Disiplin kitabını okuyup, kendi firmalarında öğrenme kapasitesini geliştirmek için araçlar, metotlar ve pratik uygulamalar konusunda yardım isteyen ve sorular soran okuyuculara bir yanıt olarak yazılmıştır.  The Dance of Change, öğrenme kapasitelerini artırmak için çalışan firmaların deneyimleri ve bu alandaki zorluklarla mücadele eden liderlerin geliştirdiği stratejiler üzerine kuruludur. Dr. Senge, ayrıca yönetimde sistem düşüncesi üzerine, hem akademik hem de yönetim dergilerinde yayınlanmış çok sayıda makalenin de yazarıdır. 


The Journal of Business Strategy (Eylül/Ekim 1999) Dr. Senge’yi son yüzyıl içinde yönetim/iş stratejisini en çok etkilemiş 24 kişiden birisi olarak tanımlamıştır. Peter Senge, Stanford Üniversitesi Mühendislik Bölümünde lisans eğitimini tamamlamıştır. MIT’de ise sosyal sistem modellemeleri üzerine masterını ve yönetim üzerine de doktorasını yapmıştır. (Kaynak: http://www.evrimcalkavur.com/sayfa_karsila.asp?ID=2)