Türkiye
gibi gelişmekte olan ülkeler değerlendirilirken kamu borç stoku ve bu borç
stokunun sürdürebilirliği dikkate alınmaktadır. Bir ülkede kamu kesiminin borç
stoku denildiği zaman, kamu
kesimini oluşturan ve kendi başına borçlanma yetkisi bulunan kurumların o güne
kadar aldığı ve henüz geri ödemediği borçların anaparası ile o gün itibarıyla
tahakkuk etmiş faizlerinin toplamını gösterir.
Kamu net borç stoku
ise; kamu sektörünün iç ve dış borç
yükümlülüğü toplamından kamu sektörünün elinde bulundurduğu varlıkların
düşülmesi, böylece bir netleştirme işlemi yapılmasıdır. Kamu
kesimi borç yükü ise, kamu kesimi borç stokunun o dönemdeki GSYH’ye oranı olarak
tanımlanmakta ve TCMB’nın dış borçları kamu kesimi içinde sayılmamaktadır. Genel
olarak borç stoku ve borç yükü kavramlarına yalnızca borçların anapara
yükümlülükleri dahil edilmektedir. Bir başka deyişle, faizler bu iki kavrama da
dahil edilmez. Bunun temel nedeni borçlanma faizlerinin bütçeye gider
yazılması ilkesidir.
Ülkemizde
kamu mali dengeleri 2002 yılından bu yana küresel krizin etkilerinin en çok hissedildiği
dönem olan 2009 yılı hariç sürekli iyileşmiştir. Bu kapsamda, genel devlet bütçe
açığının GSYH’ye oranı 2002-12 döneminde 10 yılda yaklaşık 10 puan azalarak yüzde
1’e gerilemiştir. Diğer taraftan aynı dönemde AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye
oranı ise yaklaşık 38 puan azalarak 2012 yılında yüzde 36,2’ye düşmüştür.
Şekil 1: Genel
Devlet Açığı-Borç Stoku
Kamu
borç dinamikleri 2013 yılında da güçlü yapısını korumaya devam etmiştir.
Yürütülen ihtiyatlı kamu borç yönetimi politikaları, mali disiplin ve makro
göstergelerdeki olumlu seyir sonucunda 2012 yılında yüzde 36,2’ye inen AB
tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı gerilemeye devam ederek
2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 35,9’a inmiştir. Bu oran, Maastricht
Kriteri olan yüzde 60’ın ve yüzde 92,23’lük Avro Bölgesi ortalamasının oldukça
altındadır.
2013
yılı ikinci çeyreği itibarıyla Türkiye birçok AB üyesi ülkeye göre oldukça iyi durumdadır.
Bu dönemde özellikle Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İrlanda’da borç oranları
yüksek seyretmeye devam etmektedir.
Şekil 2: Bazı
Ülkelerde Borç Stoku
Yıllar itibariyle GSMH büyümeleri incelendiği zaman 2002
yılından 2013 yılına kadar 4,5 katlık bir artış sağlandığı gözlemlenmiştir. Bu
artış borçlanma ile karşılaştırıldığı zaman borç artışının üstünde bir GSMH
büyümesi sağlandığı anlaşılmaktadır. Ülkemizde büyüme temelli, yapısal dönüşümlere
uygun ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik bir borçlanma politikası izlemiştir.
2023 hedeflerine yönelik atılan adımlarda kamu mali dengesinin sağlanması yanı
sıra gerekli yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi ve ülkenin yumuşak karnı
olan cari açıktan kurtularak cari fazla veren bir ülkeye doğru ilerleme devam
etmektedir. Ancak son dönemde dünyada ki ekonomik dalgalanmalar ülkemizi
olumsuz etkilemiş, faiz oranları yükselmiş, dolar kurunda dengesizler oluşmuş
ve jeopolitik riskler artmıştır. Bu olumsuz tabloya rağmen ülkemiz büyümeye
devam etmiş ve GSMH’sı 2000 yılında 126 milyar dolardan 2013 yılına kadar 912
milyar dolara yükseltmeyi başarmıştır.
Tablo 1:Yıllar İtibariyle GSMH
Yıllar
|
2000
|
2001
|
2002
|
2003
|
2004
|
2009
|
2010
|
2011
|
2012
|
2013
|
GSYH (Milyon
TL)
|
201
|
146
|
350
|
455
|
559
|
952
|
1.105
|
1.215
|
1.343
|
1.485
|
GSYH (Milyon $)
|
126
|
177
|
230
|
304
|
390
|
616
|
735
|
780
|
847
|
912
|
GSYH
Büyüme Hızı(%)
|
6,3
|
-9,5
|
6,2
|
5,3
|
9,4
|
-4,8
|
8,9
|
4,5
|
5,0
|
5,5
|
Kişi Başına GSYH (TL)
|
2594
|
3688
|
5.310
|
6.801
|
8.255
|
13.221
|
15.138
|
17.549
|
18.914
|
20.500
|
Kişi
Başına GSYH ($)
|
4.130
|
3021
|
3.492
|
4.559
|
5.764
|
8.559
|
10.079
|
10.624
|
11.405
|
12.157
|
İşsizlik Oranı (%)
|
% 6,6
|
% 8,5
|
10,3
|
10,5
|
10,8
|
14,0
|
11,9
|
12,0
|
11,7
|
11,4
|
Türkiye’nin
Brüt Borç Stokunun GSYH oranı incelendiği zaman 2000 yılına %57,7 olarak en
yüksek seviye görülmüş, bu tarihten sonra oran düşmeye başlamasına rağmen 2010
yılından itibaren tekrar yükselmeye başlamış ve 2014 yılının ikinci çeyreğinde
ise %50,4 seviyelerine ulaşmıştır. Ekonomik büyümeye paralel olarak hem özel
sektör hem de kamu borçları artmış ve özellikle son yıllarda 2000 yılından
itibaren düşme eğiliminde olan borç yükü tekrar yükselmeye başlamıştır. Ancak
bunların yanı sıra TCMB borçlanma yapısı incelendiğinde yıllar itibariyle büyük
iyileşmeler meydana geldiği gözlenmektedir. Ayrıca borçlanma politikası
incelendiğinde, uzun vadeli borçların yoğunlukta olması yurtiçi ve yurtdışı
piyasalarda ülkenin geleceğine yönelik beklentilerin ümit verici olduğunu
göstermektedir. Genel olarak değerlendirildiği zaman 2000 yılından 2013 yılına
kadar toplam borç tutarı yaklaşık olarak 3,5 kat artmıştır.
Tablo
2: Türkiye Brüt Dış Borç Stoku
(Milyon ABD
Doları)
|
KAMU SEKTÖRÜ
|
TCMB
|
ÖZEL SEKTÖR
|
TÜRKİYE BRÜT DIŞ BORÇ STOKU
(I+II+III)
|
TÜRKİYE BRÜT DIŞ BORÇ STOKU / GSYH
(%)
|
||||||
KISA VADELİ STOK
|
UZUN VADELİ STOK
|
TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU (I)
|
KISA VADELİ STOK
|
UZUN VADELİ STOK
|
TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU (II)
|
KISA VADELİ STOK
|
UZUN VADELİ STOK (*)
|
TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU (III)
|
|||
2000
|
2.461
|
47.621
|
50.081
|
653
|
13.437
|
14.090
|
25.187
|
29.244
|
54.431
|
118.602
|
44,7
|
2001
|
1.019
|
46.110
|
47.129
|
752
|
23.599
|
24.351
|
14.632
|
27.480
|
42.112
|
113.592
|
57,7
|
2002
|
915
|
63.618
|
64.533
|
1.655
|
20.348
|
22.003
|
13.854
|
29.202
|
43.056
|
129.592
|
56,2
|
2003
|
1.341
|
69.503
|
70.844
|
2.860
|
21.513
|
24.373
|
18.812
|
30.129
|
48.941
|
144.157
|
47,3
|
2004
|
1.840
|
73.828
|
75.668
|
3.287
|
18.123
|
21.410
|
27.076
|
36.982
|
64.058
|
161.136
|
41,3
|
2005
|
2.133
|
68.278
|
70.411
|
2.763
|
12.662
|
15.425
|
34.018
|
50.881
|
84.899
|
170.735
|
35,5
|
2006
|
1.750
|
69.837
|
71.587
|
2.563
|
13.115
|
15.678
|
38.540
|
82.267
|
120.807
|
208.072
|
39,5
|
2007
|
2.163
|
71.362
|
73.525
|
2.282
|
13.519
|
15.801
|
38.700
|
121.989
|
160.689
|
250.015
|
38,5
|
2008
|
3.248
|
75.058
|
78.306
|
1.874
|
12.192
|
14.066
|
47.397
|
141.121
|
188.518
|
280.890
|
37,9
|
2009
|
3.598
|
79.884
|
83.482
|
1.764
|
11.398
|
13.162
|
43.628
|
128.547
|
172.175
|
268.819
|
43,6
|
2010
|
4.290
|
84.791
|
89.081
|
1.553
|
10.012
|
11.565
|
71.450
|
119.570
|
191.020
|
291.665
|
39,9
|
2011
|
7.013
|
87.225
|
94.238
|
1.239
|
8.095
|
9.334
|
73.370
|
126.636
|
200.006
|
303.578
|
39,2
|
2012
|
11.040
|
92.943
|
103.983
|
1.036
|
6.052
|
7.088
|
88.093
|
139.568
|
227.661
|
338.732
|
43,1
|
2013
|
17.605
|
98.257
|
115.862
|
833
|
4.401
|
5.234
|
110.872
|
157.305
|
268.177
|
389.273
|
47,4
|
2014 Ç1
|
17.843
|
99.281
|
117.124
|
762
|
4.100
|
4.862
|
106.082
|
159.939
|
266.021
|
388.008
|
48,0
|
2014 Ç2
|
18.159
|
101.298
|
119.457
|
661
|
3.628
|
4.289
|
111.833
|
166.127
|
277.960
|
401.706
|
50,4
|
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı
Tablo
3: Türkiye Borç Stoku ile GSMH Büyümesi Karşılaştırması
%
Değişme (2013)
|
||||||
2000
|
2003
|
%
Değişme
|
2013
|
2000
|
2003
|
|
Brüt
Dış Borç
|
118.602
|
144.157
|
%22 (+)
|
389.273
|
%328 (+)
|
%270 (+)
|
Kamu Sektörü
|
50.081
|
70.844
|
%42 (+)
|
115.862
|
%163 (+)
|
%231 (+)
|
TCMB
|
14.090
|
24.373
|
%73 (+)
|
5.234
|
%465 (-)
|
%269 (-)
|
Özel Sektör
|
54.431
|
48.941
|
%9 (-)
|
268.177
|
%493 (+)
|
%547 (+)
|
GSMH
|
201.500
|
350.476
|
%74 (+)
|
1.561.510
|
%775 (+)
|
%445 (+)
|
Türkiye’nin
2000 ile 2003 yılları arası borçları karşılaştırıldığı zaman genel olarak ülke
borçlarının arttığı ancak en büyük artışın TCMB borçlarının olduğu ve GSMH’nın
da yaklaşık olarak %74 oranında arttığı gözlemlenmiştir. 2000 ile 2013 yılları
arası kamu sektörü borcu %231 artarken özel sektör borcu %493 artmış ve TCMB
borcu ise %465 azalmıştır. Özellikle bu dönem itibariyle özel sektör 5 kat
artması dikkat çekicidir. Özel sektör borçlarının artması üretime yönelik bir
yapının oluştuğunu göstermekte ve ülke büyümesini olumlu etkilemektedir. Aynı
yıllar arasında ise ülkenin GSMH’sı %775
oranında arttığı göz önün alınırsa borç artışının tüketime değil üretime ve
kalkınmaya yönelik olduğu daha açık bir şekilde anlaşılabilir.
Sonuç
olarak Türkiye’nin dış borçları ve bu borçların sürdürülebilirliği
değerlendirildiği zaman özellikle brüt borç stokunun artma eğiliminde olduğu
gözlemlenmektedir. Buna rağmen incelenen dönemler itibariyle ülke GSMH’sı
borçlardan daha fazla artmış ve bu artışa borçlanma ile destek sağlanmıştır. Bu
artış şu an itibariyle gerek AB üyesi ülkelerle gerekse diğer gelişmekte olan
ülkelerde karşılaştırıldığı zaman sorun oluşturmamakta ancak gelecek dönemlerde
iç borçların yoğunluğundan dolayı enflasyon üzerinde negatif etkisinin olacağı
tahmin edilmektedir. Aynı zamanda son yıllarda rekor düzeylerde azalan tasarruf
oranları, borç stokunun artması ve özel sektör yatırımlarının azalmasının ile
birlikte değerlendirildiği zaman dışlama etkisine (crowding-out) neden olduğu
anlaşılabilir. Böyle bir ortamda doğal olarak büyüme azalmakta ve çoğu
iktisatçı tarafından dile getirilmekte olan orta gelir tuzağının uzun süre
devam edeceği öngörülmektedir. Bu sorunların aşılması için yapısal reformlara
hız verilmeli, tasarruf arttırıcı önlemler alınmalı, borçlanma gereksinimi
azaltılmalı, vergi adaleti sağlanmalı ve özellikle enflasyon-büyüme dengesini
sağlamaya yönelik adımlar atılmalıdır.